Osmanlı Türkçesi Edebiyatı - 20. Yüzyıl

Konuyu Oyla:
  • Derecelendirme: 3.09/5 - 11 oy
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Osmanlı Türkçesi Edebiyatı - 20. Yüzyıl
#1

Yirminci yüzyıl Osmanlı-Türk Edebiyatının belli başlı edipleri Cumhuriyet Devrinde yaşarlar. Bu asrın şiirle uğraşan tek padişahı Sultan Beşinci Mehmed Reşâd’dır. Asra girerken Fecr-i Âtî Edebî zümresiyle karşılaşılır. Bu zümre içinde Şehâbeddin Süleyman (1885-1921), Tahsin Nâhid (1887-1918), Müfid Râtık (1887-1917), Emin Bülend (1886-1942), İzzet Melih, Fazıl Ahmed Aykaç (1887-1967) ve M. Behçet Yazar yer almışlardır. Bu asrın Millî Edebiyat cereyanı içinde Ömer Seyfeddin (1884-1920), Ali Cânip Yöntem (1887-1976), Ziya Gökalp (1876-1924), Fuâd Köprülü (1890-1966), Hamdullah Suphi (1886-1966) yer alırlar; sanatta ve şekilde milliyetçiliğiyse Enis Behic (1891-1949), Halid Fahri (1891-1971), Orhan Seyfi (1890-1972), Yusuf Ziya (1895-1967), Ali Mümtaz (1897-1967) devam ettirirler. Rızâ Tevfik (1869-1947), âşık tarzı tesirlerle şiirler yazar.

Cumhuriyet devri içinde de yer alan, fakat herhangi bir zümreye bağlı olmayan müstakil sanatkârların başında Mehmed Âkif (1873-1936), Ahmed Hâşim (1883-1933), Yahya Kemâl (1884-1958), Yakub Kadri Karaosmanoğlu (1889-1974), Refik Hâlid (1888-1965), Reşad Nuri Güntekin (1889-1956), Faruk Nâfiz (1898-1973), Necib Fâzıl Kısakürek (1904-1983), Peyami Safa (1899-1961) bulunmaktadır. Devrin kadın sanatkârları ise Güzide Sabri Aygün, Şekûfe Nihal, Hâlide Nusret ve Hâlide Edip’tir.

Yedi yüz yıllık Osmanlı-Türk Edebiyatının bu şekilde çeşitli sahalarda ve türlerde gelişmesi elbette, devletin sanata ve kültüre düşkün, ilim adamlarına değer veren padişahların desteğiyle olmuştur. Zaten Osmanlı padişahlarının pek çoğu şairdir. İkinci Murad Han'dan başlamak üzere şiir, Osmanlı sarayında yerini almıştır. Osman Bey'den başlayarak şiir söyleyen ve dîvân sahibi olan padişahları ayrıca zikretmek gerekir. Bunların hepsi, klasik edebiyatımız içinde yer almışlardır. Bu bakımdan Klasik Türk Edebiyatının, kendine has bir üslubu, üslupta şahsî olmayan geleneği, şekilciliği, ölçüsü, nakilciliği ve edebî kaideleri vardır. Yeniliklere pek açık olmayan, herkesi anlayışta ve zevkte birleştirmeye çalışan klasik edebiyatımızda anlayış, görünüş ve zevkle, ölçü ve düzen mutlaka yer alır.

Klasik edebiyatımız, ortak mazmunlar ve şekiller dışına çıkmayarak hayatla alâkasız gibi görünürse de, aslında çeşitli vadilerde verilen eserlerle (şehrengîz, surnâme, hiciv vs.) hakiki Türk hayatını konu edinmiş ve yerli mevzuları işlemiştir. Aslında divan vâdisinde şahsî görüşler, dar (klasik) çerçeveler içinde işlendiğinden, klasizm içinde hususî bir romantizme açılır.

Cevapla

Konu Araçları
Konuyu Paylaş :  
Konunun Linki :  
BBKodu :  
Konu Araçları :

Konu ile Alakalı Benzer Konular
Konular Yazar Yorumlar Okunma Son Yorum
  türkçesi varken karanlıktaki yüz 7 4.131 27-05-2007, Saat: 2:54
Son Yorum: arachnanthe
  Halk Edebiyatı arachnanthe 0 2.363 20-02-2007, Saat: 3:01
Son Yorum: arachnanthe
  Edebiyat - I cedide (Servet - İ fünun edebiyatı) arachnanthe 0 2.267 20-02-2007, Saat: 2:57
Son Yorum: arachnanthe
  Cumhuriyet Dönemi ve Sonrasında Türk Edebiyatı arachnanthe 0 1.948 20-02-2007, Saat: 2:55
Son Yorum: arachnanthe
  Tanzimat edebiyatı arachnanthe 0 2.001 20-02-2007, Saat: 2:53
Son Yorum: arachnanthe

Hızlı Menü:


Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi