Yaratıcı Drama ve Duygusal Zeka

Konuyu Oyla:
  • Derecelendirme: 2.63/5 - 16 oy
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Yaratıcı Drama ve Duygusal Zeka
#1

Yaratıcı Drama ve Duygusal Zeka

"Kişisel Gelişim Dergisi Eylül 2005"

Son yıllarda yapılan araştırmalar, IQ’nun hayattaki başarıya katkısının%10’dan fazla olmadığını göstermektedir. Yüksek IQ, başarının,prestijin, mutlu bir yaşamın garantisi olmadığı halde, okullarımızda vekültürümüzde akademik yetkinlik hala ön planda tutulmakta; günlükhayatımızda büyük önem taşıyan sosyal ve duygusal becerileringeliştirilmesi ihmal edilmektedir.

Duygusal ve sosyal kapasitesi yüksek kişiler - yani, duygularını iyibilen, onları kontrol edebilen, başkalarının duygularını anlayan vebunları ustalıkla idare edebilenler - hayatlarının gerek özel gereksemesleki alanlarında daha avantajlı bir konuma geçerler.

Duygusal ve sosyal becerileri gelişmiş insanlar hayatta daha mutlu ve üretken oluyorlar.

Duygularını kontrol edemeyen kişiler ise, net düşünebilme ve işlerinekonsantre olabilme yeteneklerini engelleyen içsel bir mücadeleyegiriyorlar.

Duygusal Zekanın Tanımı:

Daniel Goleman, 1995 yılında yayınlanan "Duygusal Zeka" adlı kitabında"Duygusal zekayı kişinin kendi duygularını anlaması, başkalarınınduygularına empati beslemesi, ve duygularını yaşamı zenginleştirecekbiçimde düzenleyebilmesi yetisi" olarak tanımlıyor. (Goleman, 1996).

Goleman’a göre; beynin düşünen parçası, beynin duygusal parçasındanürüyor. Beynin düşünen ve duygusal parçaları genelde yaptığımız herşeyde birlikte çalışıyor ve gerek iş yaşamında gerekse özel yaşamdabaşarılı ve mutlu olmak, insanların duygusal zeka becerilerinebağlıdır.

Daniel Goleman “Yeni Liderler” isimli kitabında Duygusal Zekanın;özbilinç, özyönetim, sosyal bilinç ve ilişki yönetimi başlıklıbileşenleri olduğunu ifade etmiştir. Goleman bu bileşenleri kısacaşöyle ifade etmiştir. (Goleman, 2003).

DRAMA NEDİR?

Drama kavramının tam bir Türkçe karşılığı bulunmadığı ve sözcük olarakYunanca “dran”dan türetildiği bilinmektedir. Sevda Şener’e göreMegaralıların kullandıkları dran sözcüğü, hareket anlamına gelmektedir.“Drama sözcüğünün hareket bildiren bir sözcükten türemesi mümkündür”(Şener, 1982, s, 25). Metin And da drama sözcüğünün, eylem anlamınıtaşıyan, gene Yunanca dromenon’un seyirlik olarak benzetmecisibiçiminde kullanımıdır demektedir (And, 1974, s, 17). Özdemir Nutku isedramanın Yunanca’da bir şey yapma ya da yapılan bir şey anlamındakullanıldığını belirtip eklemiştir, “Bu sözcüğün eski Yunanca’dakibaşka bir anlamı da oynamaktır” (Nutku, 1983, s, 5). Bu açıklamalardadikkati çeken drama sözcüğünün içinde hep bir eylemi barındırmasıdır.

Dramanın bir çok tanımı yapılmıştır. En kabul gören tanıma göre drama;“Bir sözcüğü, bir kavramı, bir davranışı, bir tümceyi, bir fikri ya dayaşantıyı veya bir olayı, tiyatro tekniklerinden yararlanarak oyun yada oyunlar geliştirerek canlandırmaktır” (San, 1991, s, 252).

DRAMANIN TARİHÇESİ

Çocuklarla drama ilk kez İngiltere ve Amerika’da başlamış vegelişmiştir. John Locke’in çocuk zihnini dıştan gelen her türlü etkiyeaçık bir boş levhaya benzetmesi 19. yüzyılın sonlarından başlayarakdeğişmiş, yerini çocuk merkezli eğitim kavramına bırakmıştır.

Harriet Finlay-Johnson, Peter Slade, Brian Way Slade, Winifred Word,Viola Spolin, Dorothy Heathcote, John Deweyn, Henry Coldwwey Cook,Frank Cisec, Carl Gross, Betty Jone Wagner, Balton, McCaslin bu alanıngelişmesinde katkıda bulunmuş isimlerdir.

Ülkemizde Ismail Hakkı Baltacıoğlu, Tamer Levent ve Profesör Doktorİnci San drama çalışmalarının geçmesinde ve yaygınlaşmasında öncülüketmiş isimlerdir. Çağdaş Drama Derneğinin düzenlediği UluslararasıDrama Semineri ve Naci Aslan’ın her yıl Oluşum Tiyatro ve DramaAtölyesi bünyesinde düzenlediği Ulusal Drama Semineri ve DramaLiderleri Buluşması Türkiye drama tarihinde önemli yer tutmaktadır.

NİÇİN DRAMA?

Drama ister bir sanat formu olarak ister bir yöntem olarak ele alınsıninsanın tekrar kendisiyle ve sanatla buluşması açısından önemlidir.

Drama insanın kendisiyle olan iletişimini sağlar, insan kendinikeşfeder, kendinin farkına varır, kendini daha iyi ifade eder, böyleceözgüveni gelişir. Olaylara, olgulara eleştirel bir gözle bakar. Diğerinsanlarla etkileşim kurar, işbirliği yapar, paylaşır, sorumlulukduyar, empati kurar, toplulukla çalışma yeteneği, katılımcılığı,toplumsal duyarlılığı artar. Ortak bir ürün ortaya koymanın hazzınıyaşar. Yaratıcılığı ve estetik duyguları gelişir. Hayal gücü artar.Günlük sıkıntılardan kurtulup deşarj olur. Drama verileni olduğu gibikabul etmeyip, araştırmayı ve kendi özgün ürününü ortaya koymayısağlar. Drama bireyi özgürleştirir, yaşadığı çağın ve yerin farkındaolmasına yol açar. Daha demokratik davranışlar geliştirir. Yaşamlasanat arasında köprüler kurar.

DRAMA SÜRECİ

Bir lider önderliğinde yaşanılan drama süreçlerinde gönüllü katılımesastır. Lider yaşanılacak süreçten önce bir program hazırlamış; gözlemyapmış, araştırılmış, amacını belirlemiştir. Fakat bu programkatılımcılar tarafından şekillendirilecektir.

Genellikle drama süreci ısınma ile başlar. Burada amaç hem bedensel hemde psikolojik olarak sürece hazırlanmaktır. Çocuk oyunları, sahnejimnastiği, müzik ya da ritm eşliğinde yürüme, koşma, zıplama, çekme,itme, taklit yürüyüşleri, danslar sıkça kullanılan ısınmaçalışmalardır. “Isınma çalışmaları bireyin kendi bedenini tümüylehissedip açması ve grupla kaynaşması amacına yönelik olup aynı zamandaana temaya konsantre olunabilmesi için yapılan hazırlıktır”.

Isınma çalışmalarının ardından rol oynama çalışmaları yer alır. Roloynama çalışmalarında birey bedenini sesini kısaca kendini keşfeder,doğaçlamalara hazırlanır. Rol oynama çalışmalarında dikkat edilmesigerek nokta katılımcıların klişelere ve tiplere takılmadan gözlem veempati yaparak rol oynamalarını sağlamaktır.

Doğaçlama, temelde durumları, olayları rol oynayarak araştırma incelemeyöntemidir. Doğaçlama ile birey çeşitli yollar dener, her şeyi analizeder. Liderin ya da grubun yarattığı çatışmayı yaşar.

Drama süreci doğaçlamanın ardından rahatlama-soğuma- ile son bulur.Rahatlama bir anlamda oyunun büyüsünden kurtulup gerçek hayatadönmektir. Oyuna, dışardan bakarak ne yaşadığı sorgulanır, eleştirilir.Bu aynı zamanda oyundaki çatışmanın geriliminden bedensel ve psikolojikolarak kurtulmadır.

Bir drama süreci bazen bir şiiri, bazen bir fotoğrafı, bazen müziği,bir objeyi ya da o gün yağan yağmuru çıkış noktası olabilir. Süreçtekatılımcılar birbiriyle kaynaşmalı, birbirlerine güvenmelidirler. Ortamyeniliğe açık ve özgürlükçü olmalıdır.

Drama sürecinde bez parçalarından, artık materyallerden, ritmaletlerinden, maskelerden, boyalardan v.b. malzemelerden sıkçayararlanılır. Her şeye dönüşebilen malzemeler kullanılır.

Drama kesintisiz bir süreçtir. Isınma çalışmaları bitti, şimdi roloynamaya geçelim diye bir geçişten söz edilemez. Bir drama sürecibaşlar, yaşanır ve biter.

DUYGUSAL ZEKA VE DRAMA

Duygusal Zeka, kısaca bireyin kendisi ve çevresi ile iletişiminikapsar. Yani hayatın içindeki ilişkiler ile ilgilidir. Bunu en kolay veen açıklayıcı şekilde incelemek ve irdelemek, sonunda da farkındalıkyaratabilmek ancak drama ile mümkün olabilecektir. Dramanın aşamaları;

* Bireyin kendi ile etkileşimi
* Bireyin bireyle etkileşimi
* Bireyin grupla etkileşimi
* Grupsal yaratım olarak belirtiriz bu aşamalar duygusal zekanın bölümleri olan;
* Özbilinç
* Özyönetim
* Sosyal bilinç
* İlişki yönetimi ile örtüşmektedir.

YARATICI DRAMA VE DUYGUSAL ZEKA UYGULAMASI

Söz konusu uygulama “Yaratıcı Dramaya Giriş” eğitiminden sonrageliştirilmiştir. Bu eğitim bir sosyal girişimcilik kuruluşu olanAshoka’da 12 hafta, toplam 48 saatlik 10 katılımcı ile yapılmıştır.Atölyenin liderliğini gençlik ve çocuk oyunları yönetmeni ve yaratıcıdrama lideri Hasan Nami GÜNER , atölyenin raportörlüğünü veasistanlığını yaratıcı drama uzmanı ve çocuk gelişimi- eğitimiöğretmeni Hafize ÇINAR yapmıştır.

Yaratıcı Dramaya Giriş Atölyesinin amacı; Başta Ashoka gönüllüeğitimcileri olmak üzere STK’larda çalışan gönüllüleri yaratıcı dramaile tanıştırmak, yaratıcı dramayı bir yöntem olarak kendi alanlarındanasıl kullanabilecekleri sorusunu sordurmaktı. Nitekim ben bu atölyeninsonunda yaratıcı dramayı duygusal zeka çalışmalarımda nasılkullanabilirim sorusundan yola çıkarak atölye liderleri ile birlikteplanlayıp uyguladığımız drama – duygusal zeka atölyesini geliştirdim.

Bu atölye, 3 saatten oluşan 4 oturum (özbilinç, özyönetim, sosyalbilinç ve ilişki yönetimi) olarak düşünüldü. Her oturum, ana temalarauygun tanışma oyunları ile başlatıldı.

Özbilinç bölümünde; Duygu yürüyüşleri, Duygu heykelleri, Duygumakineleri, Maske çalışması, “Ben.....yım, ben ......değilim, ben......olmak isterdim” temrini uygulandı.

Özyönetim bölümünde; Öfkenin kısa filmi, Fotoğraf çalışması, Mini – Mono Tiyatro uygulandı.

Sosyal Bilinç bölümünde; “Üç sözcük” adlı çalışma, Ses beden çalışması,Mıknatıs temrini, Güven çalışması, Ayna temrini, “Büyülü sandık” adlıçalışma, “Dört duygu – dört fotoğraf” adlı çalışma uygulandı.

İlişki Yönetimi bölümünde; “Şefin yaptığını yap”, Grupsal yaratım çalışması, forum tiyatro uygulandı.

Her bölüm bir rahatlama çalışması ile sonlandırıldı. Çalışma sonrası değerlendirme çalışmaları duygu gazetesi olarak yapıldı.

Çalışmanın içeriği, 24-26 Haziran 2005 günleri Ankara Ekin TiyatrosundaOluşum Drama Enstitüsünce düzenlenen Türkiye 7. Drama LiderleriBuluşması ve Ulusal Drama Semineri nde “DRAMA YÖNTEMİ İLE DUYGUSAL ZEKAATÖLYESİ” başlığı ile bildiri olarak sunulmuştur.

Bu yapılan çalışmadan amacımız, katılımcılara günümüzde giderek dahaönemli hale gelen sosyal ve duygusal becerilerin gelişmesinde yaratıcıdrama yardımı ile yüksek farkındalık kazandırmak; duygu ve sosyalilişki temelli sorunlara çözüm getiren bakış açıları konusundapaylaşımlarda bulunmaktır.

Çalışma sonucunda varılan noktada dramanın;

* Kendimizle yüzleşmemizi, duygu ve düşüncelerimizle karşılaşarak onları anlaşılır, çözülebilir hale getirmemizi sağladığı,
* Böylece karşımızdaki kişiyi anlamak ve onun tarafından anlaşılmak için içimizde kapılar açtığı,
* Duygularımızın ne kadar farkındayız? Duygularımız mı bizi, biz miduygularımızı yönetiyoruz? Peki insanlarla ilişkilerimizi kimyönetiyor? Gibi sorulara daha rahat cevaplar bulabilmemizi,
* Kendimize ve karşımızdaki kişiye bir ayna tutabilmemizi sağladığı görülmüştür.

KAYNAKÇA:

And, M.. (1974). Oyun ve Bügü. İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları.
Çınar, H. ( 2002 ) Sokakta Dramatik Etkinlikler. Tezsiz Yüksel Lisans Projesi, Ankara
Goleman, Daniel, Boyatzis, Richard, McKee, Annie. (2003) Yeni Liderler. İstanbul: Varlık Yayınları.
Goleman, Daniel. (1996). Duygusal Zeka Neden IQ’dan Daha Önemlidir? İstanbul: Varlık Yayınları.
Nutku, Ö. (1983). Dram Sanatı. İzmir: Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Yayınları.
San, İ. (1991). Eğitimde Yaratıcı Drama. Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Dergisi, Cilt 23, Sayı 2, 573-582.
Şener, S. (1982). Dünden Bugüne Tiyatro Düşüncesi. Ankara: Adam Yayıncılık.
Cevapla
#2

Paylaşım için teşekkürler.
Cevapla

Konu Araçları
Konuyu Paylaş :  
Konunun Linki :  
BBKodu :  
Konu Araçları :

Konu ile Alakalı Benzer Konular
Konular Yazar Yorumlar Okunma Son Yorum
  Temel Drama Teknikleri arachnanthe 0 15.572 26-11-2007, Saat: 14:14
Son Yorum: arachnanthe
  DRAMA TÜRLERİ arachnanthe 0 21.376 26-11-2007, Saat: 14:10
Son Yorum: arachnanthe
  Yaratıcı Drama ve Yaratıcı Yazma arachnanthe 0 10.337 26-11-2007, Saat: 14:03
Son Yorum: arachnanthe

Hızlı Menü:


Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi