09-08-2008, Saat: 17:21
TEMEL VAFTIZ ILE KATOLIK OLUNCA *
Yakisikli mi yakisikli, pirlanta gibi bir delikanlimiz, gurbet ellere
Almanya'ya, Almanyanin guneyi Bavyera'ya calismaya gider.
Hergun is arar, arar ama bir turlu is bulamaz.
Cok guzel, guzel oldugu kadar alimli, tutkulu bir Alman kizi ile seviyeli
bir iliskiye girer. Iliski aska donusur. Ask vazgecilmez bir hal alir. Ve...
kiz ailesine Temel'e olan karasevdasini acip, evlenmek istedigini soyler.
Gunes ne kadar coksa din de o kadar yogun olur misali, guneyli baba da kendi
dini sartini koyar ortaya.
"Temel mutlaka hristiyan olmalidir, ustelik de hasosundan katolik...!"
Angelika, usulca Temel'e durumu acar, ama Temel'in tepkisi serttir.
"Pen pir daha asla sunnet olmam..!!!"
Guzel Angelika (Fransizlar "anjelik" diye okuyor, daha bir hos oluyor)
olayin bir seremoni, bir torenden ibaret oldugunu, bir tascik kutsal su ile
rahip efendi tarafindan kutsanacagini anlatir.
Zaten denizci olan Temel bu oneriyi rahatlikla ve merakla kabul eder.
Butun aile bir arada, en sik elbiselerini giymis kilisede bulusurlar.
Toren baslar. Rahip:
- Ey musluman olarak dunyaya gelen, simdi baba, ogul ve kutsal ruhu
kabuleden Temel evladim. Simdi seni bu kutsal suyla kutsayacagim...
Rahip isaret parmagi ile orta parmagini suya sokar Temel'in alnina iki
damlacik su, gereken dualari eder ve bu eylemini uc kez tekrarlar.
Ailede buyuk bir sevinc, Angelika hem mutlu hem hayran...
Uzun lafin kisasi iki genc "dunya evine" girerler.
Oturduklari mahalle cok sirin. Dindarligin iyi tarafi, komsuluk iliskileri
de son derece iyi. Gelenekler hic bozulmamis. Bozulmamis ama Temel'inki de
sapasaglam yerinde.
Temel balkonda mangal yapmaya bayilir. Pisirdigi etleri komsularina ikram
edince Alman komsular da bu ise bayilir. Gel gelelim cuma gunu gelince isin
tadi kacar. Hristiyan aleminin katolik mezhebinde, cuma gunu et yemek
yasaktir. Cumalari et yerine balik tercih edilir. Temel'in buram buram kokan
pirzolalari, kulbastilari komsulari rahatsiz eder. Angelika'ya haber
verirler. O da sevgili kocasina durumu anlatir. Bir sonraki, bir sonraki
cuma derken sikayetler artar. Angelika ricasini yineler. Temel de sevgili
karisina "yemin-i billah eder" "Ben et degil balik pisiriyorum" diye.
Angelika'cik sonunda careyi, bir bahane ile cuma gunu caktirmadan sevgili
kocasinin yaninda evde kalmakta bulur.
Vakit ogleye yaklasinca aslanimiz Temel, mangalini-izgarasini, pirzolalarini
hazirlar. Angelika pur dikkat olayi izlemektedir.
Mangal koz tutmadan Temel alir bonfileleri, pirzolalari yanina. Gider bir de
icerden dugun hediyesi gumus kâse getirir. Koyar icine suyu batirir
parmaklarini baslar okumaya...
- Ey sen anasindan dana, danasindan pirzola olarak dogmus olan et, ettum
senu paluk...!
tuhaf olay ;
beni üzen sen, teselli veren sen
kurtulmaya da çaban yok,neyinim , neden ben ?
kaçıp gitsem uzaklara, bilirim beni bulur
ne benle mutlu olur
ne bensiz huzuru bulur
beni üzen sen, teselli veren sen
kurtulmaya da çaban yok,neyinim , neden ben ?
kaçıp gitsem uzaklara, bilirim beni bulur
ne benle mutlu olur
ne bensiz huzuru bulur