Bozcaada (Thenodos)

[civanpercemi]

Efsaneye göre denizlerin efendisi Poseidon'un çoçuklarından biri Kyknos adında bir kralmış. Onun da Thenes adında bir oğlu varmış. Thenes'in annesi ölünce babası yeniden evlenmiş…Fakat üvey ana bu yana Thenes' e iftira etmiş ve Kral da bu iftiraya kanmış ve oğlunu bir sandığa koyarak denize attırmış. Sandık Çanakkale Boğazı'ndan geçerek Leukophrys adasının sahiline vurmuş. Thenes burada sandıktan çıkmış ve adaya yerleşmiş. Adanın anlamı da Thenes'in Adası anlamına gelen Thenedos' a çevrilmiş. Eski adı Thenedos yeni adıyla Bozcaada’nın ilk yerleşimi Heredot' a göre M.Ö.2000 yıllarına rastlıyor.

Adaya Çanakkale'nin Ezine ilçesinden Geyikli iskelesinden binilen vapurla 40 dakikalık bir yolculukla varılıyor. İskelede adaya ayak bastığınızda görkemli bir kaleyle karşılaşıyorsunuz. Kale Cenevizlilerden kalma. Fatih Sultan Mehmet döneminde esaslı bir revizyon geçirmiş. Günümüzün restorasyonu sizi biraz hayal kırıklığına uğratabilir ancak hevesiniz kırılmasın ada tam bir cennet. Yanınızda nakit götürmelisiniz çünkü Ziraat ve Yapı Kredi dışında banka yok.

Koylar tam bir şaheser, incecik beyaz kumlar ve turkuaz mavisi sular... Ada şaraplarıyla ve üzüm bağlarıyla ünlü...Ve birde Yel Değirmenleriyle... Balık ve Şarap tadmadan dönmemelisiniz... Tarihi sokaklarında dolaşıp Rum evlerini fotoğraflamalısınız.

Bunlar benim objektifimden çıkanlar....

Geyikli İskelesi



Kalenin Denizden Görünümü



Yel Değirmenleri 17 Tane var. Ve kış boyu sadece 1 tanesi adanın elektriğini karşılayabiliyor. Diğerlerinin ürettiği elektrik Çanakkale'nin ihtiyacının %3 ünü karşılıyor. Bunlardan bir dizi de Çanakkale'de var. Yani elektriğini en temiz üreten ilimiz Çanakkale diyebiliriz.....

Ayazma Koyu ve Rüya gibi denizi...

Harika Sokaklardan Sadece Biri... Gerisini gidip gezince görün...

Bir ilgici de hemen her sokakta Sanat Evlerinin olması... Tam benlik bir yer her köşede bir sergi, ve sanatçıların eserleri evlerin duvarlarına sokaklara taşmış vaziyette. Sokaklarda gezerken sanki bir Bienaldeymiş gibi hissediyo insan...

Küçük bir balıkçı..

Sanat Evlerinden birinin önü....

Valla gidin görün bence... Zamanın uğramadığı kadar sakin insanı uçuracak kadar da rüzgarlı... Ağustos en iyi zaman çünkü bağbozumu oluyo.. Şarap dolum atölyelerini de girip gezebilirsiniz, döne döne giden şişeler, kapıların önünden geçerken insanı çeken mayhoş şarap kokuları... Hadi yeter daha anlatmayım gidip görün.. Pansiyonlar var çok şeker. Öyle 5 yıldız aramayın...

[heteroderwish]

Çok sempatik bir ada gerçekten. Şarapları müthiş.

[ananne]

bayram tatilinde tura katılmıştım ve burayı da gördüm...gerçekten yaşanası bir yer..