Yaratıcı Drama ve Yaratıcı Yazma

Konuyu Oyla:
  • Derecelendirme: 2.71/5 - 35 oy
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Yaratıcı Drama ve Yaratıcı Yazma
#1

Yaratıcı Drama ve Yaratıcı Yazma
Müjdat Ataman

Bu çalışmada, yaratıcı drama uygulamaları ile yazınsal değeri olanürünler ortaya çıkarmak ve öğrencilerde yazmaya karşı istek uyandırmakprojenin genel amacını oluşturmaktadır.
Çalışma konusu olarak “bavul” sözcüğünden yola çıkılmıştır. “Bavul”sözcüğünün seçilmesinin nedeni, sözcüğün somut bir nesne olması ve tümöğrenciler için bir anlam ifade etmesidir. Bir nesne olarak bavul,yaşamımızın mutlaka bir anında yer almaktadır. Tüm öğrencilerin bunesne ile ilgili bir yaşantılarının olduğu öngörülmüştür. “Bavul”sözcüğünün birçok çağrışıma yol açacağı varsayılarak projeyebaşlanmıştır.
Çalışmaya 14 öğrenci (10 kız, 4 erkek - 9 ve 10 yaş grubu) katılmıştır.Katılımcılar, Bilkent Üniversitesi Hazırlık Okulu 4. sınıfta okuyanöğrencilerdir. Katılımcılar dördüncü sınıfa kadar, ikinci sınıftanitibaren iki haftada bir ders saatlik (40 dakika) Yaratıcı Dramadersleri almışlardır.
Her oturum, 14.45-16.00 saatleri arasında 75’er dakika olup, çalışma21.09.2004-9.11.2004 tarihleri arasında toplam yedi oturum olarakgerçekleştirilmiştir.
Çalışmanın yapıldığı mekan, yerleşke içinde spor derslerinin veyaratıcı drama derslerinin yapıldığı farklı bir binadır. Çalışma içinkullanılan bölüm 15x8 = 120 metrekarelik bir alandır.
Yaratıcı drama uygulama aşamaları;
1- Hazırlık- ısınma
2- Canlandırma
3- Değerlendirme
olarak uygulanmıştır (Adıgüzel, 2002).


UYGULAMALAR


Birinci haftanın temel kazanımı, çağrışım sözcükleriyle dörtlükleroluşturmaktı. Öğrenciler, heykel çalışmasında sözcükler üretip, busözcükleri kullanarak, şiirler yazdılar. Çalışmanın sonunda grubaverilen değerlendirme formunda yetmiş farklı duygu durumu yer alıyordu.Öğrencilerden bu çalışmayı yaparken hissettikleri en yoğun duyguyuformlardaki yüzleri boyayarak göstermeleri istendi. On dört öğrencinin,4’ü ( %28.5) endişeli, 4’ü ( %28.5) heyecanlı, 2’si ( %14.3) neşeli,2’si ( %14.3) mutlu, 1’i ( %7.2 ) ümitsiz, 1’i ( %7.2 ) sıkılmışduyguyu belirttiler.
İkinci haftanın temel kazanımında öğrencilerden, çağrışım yoluylabulunan sözcükleri kullanarak öyküleyici anlatım yapmaları beklendi.Öğrenciler, sergilenen ‘fotoğraf anı’ ile ilgili, canlandırma yapangrupların bedenlerine verdikleri biçimi göz önüne alarak, çağrışımsözcükler yazdılar. Gruptaki öğrencilere canlandırmalar öncesi oluşansözcükler dağıtıldı. Öğrenciler bu sözcükleri kullanarak başlığı“bavul” olan bir öykü yazdılar. Öğrencilerin; 7’si (%50) öykü yazmakistediğini belirtti, 4’ü (% 28.5) öykü yazma konusunda yorum yapmadı,3’ü (% 21.5) öykü yazmak istemediğini belirtti. Öğrenciler, çağrışımyoluyla bulunan sözcükleri kullanarak öyküleyici anlatım yaptılar.
Üçüncü hafta öğrencilerin, bir başlıktan yola çıkarak öykü yazmalarıbeklendi. Öğrencilerden çalışma sonrası bazı soruları yanıtlamalarıistenmiştir. Öğrencilerin 10’u başlıktan yola çıkarak öykü yazmaktazorlanmadıklarını, aynı sayıda öğrenci de öykü yazmaya istekduyduklarını belirttiler.

Dördüncü haftada, yaratıcı drama sürecinde masallardan yararlanıldı.Yarım bırakılan ürünün, öğrenciler tarafından tamamlanması istendi.Öğrenciler bavul içinde bulunan nesnelerden istediklerini seçerek,bildikleri bir masalla ilgili canlandırma yaparken bu nesnelerikullandılar. Canlandırma aşamasında gruplar, “bavul”u da kullanarakdramaya geçiş yaptılar. Öğrenciler yarım bırakılarak verilen beş farklımasaldan (Pamuk Prenses, Güzel ve Çirkin, Uyuyan Güzel, Kül Kedisi,Rapunzel) birini seçtiler. Seçtikleri masalda, masal kurgusunu bozmadan“bavul”u da kullanarak masalı kendi hayal güçleriyle şekillendirereksonlandırdılar.

Öğrenciler çalışmanın beşinci haftasında verilen fotoğraftan yolaçıkarak öykü yazdılar. Öykü yazım çalışması sonunda, öğrencilerkarikatürler çizerek çalışmayı değerlendirdiler. Karikatürlerincelendiğinde, öğrencilerin çalışmaya istekle katıldıkları belirlendi.
Altıncı haftada, öğrencilerden sözlü öykü oluşturmaları, oluşan öyküyücanlandırmaları ve yazılı olarak anlatmaları beklendi. Verilen ilktümceye, sırayla birer tümce ekleyerek bir gerilim öyküsü oluşturdular.Bu süreçte öğrenciler, kendilerinden önceki arkadaşlarını dikkatledinleyip kurgudan, zamandan kopmayıp ortak üretimleri olan öykülerinitamamladılar. Oluşturulan sözlü öyküyü de göz önünde bulundurarakgruplar, oluşturdukları yeni öyküleri canlandırdılar. Bu canlandırmalarsonucunda öğrencilere ne tür bir öykü yazmak istedikleri sorulduğunda,öğrencilerin tamamı gerilim öyküsü yazmak istediklerini bildirdi. Süreçsonunda tüm öğrenciler gerilim öyküleri yazdı.
Çalışmanın son haftasında öğrencilerden, hayal güçlerini yaratıcıyazmada kullanmaları beklendi. Öğrenciler verilen fotoğraftan yolaçıkarak betimleyici tümceler kurdular. Gruplar fotoğrafı kullanarakoluşturdukları kurguyu canlandırdılar. Canlandırmalar sonundaöğrenciler bireysel olarak hayal güçlerini zorlayıp bu fotoğraflailgili bir öykü yazdılar.


TARTIŞMA


Türkiye’deki okullar halen otoriter, daha çok zihinsel gelişmeye önemveren, sosyal gelişmeyi ihmal eden, sosyal faaliyetleri kısıtlayan,öğrencilerin yaratıcılıklarını törpüleyen kurumlar olarakeleştirilmektedir (Tezcan, 1987).
Eğitim sistemimizde bilgi aktarım yöntemi ezber halinde verilmektedir.Bu koşullar altında bireyin çevresini ve içinde yaşadığı dünyayıalgılaması ve anlaması güçleşmektedir. Öğrencileri, yaratıcılığa veeleştirel düşünmeye yöneltecek olan yöntemlerin kullanılması önemkazanmaktadır. Bütün bu özellikleri bireye kazandırmanın yolu, klasikeğitim sistemimizden geçmemektedir. Günümüzde bireyden beklentilerinfarklılaşması, bireyin yetiştirilmesinde etkili olan eğitimprogramlarına önemli sorumluluklar yüklemektedir (Floyd,1965).
Yazma, duygu ve düşünceleri eyleme geçirme sürecidir. Genelde çocuklarve yetişkinler zorunlu olmadıkça yazma eyleminden uzak dururlar.İlköğretim Türkçe programındaki yazma kazanımları, yazmayı zorunlukılmasına rağmen yaratıcı yazmanın önünü açmamaktadır. 1968’den beriuygulanan ilkokul programı yazılı anlatım konusunda yetersiz kalmıştır.Yazma işi ise bir tür “külfet” olarak görülmüştür. Yazılı anlatımdenildiğinde, okula ilişkin akla gelen ilk yazılı eylem bir atasözünüaçıklamaktan ileri gitmez. Metin oluşturma çalışmaları yapılmadan, konuakışının nasıl verileceği belirlenmeden, çatışma anları ortaya konmadanyapılacak bir anlatımın sonucunda ortaya çıkacak ürünün, yazınsaldeğeri konusunda olumlu şeyler söylenemez. Yazılı anlatımçalışmalarında yapılandırıcı bir yöntem izlenmemekte, aynı süreç hersınıf seviyesinde tekrarlanmaktadır. İlköğretimin ikinci sınıfındaverilen giriş, gelişme, sonuç gibi yazma kalıbı, on ikinci sınıfa kadardevam etmekte, her yıl tekrarlanan bu yazma kalıbı da süreç içerisindedoğru işlememektedir. Öğrencilerin yazılı anlatımları, olması gerekennoktadan çok daha geridedir. Ölçme yöntemlerimiz, son yıllardaözellikle yoğunlaşan sınav kaygısı nedeniyle tamamen sonuca yönelikolmaktadır. Sonuca yönelik ölçme sistemimizin neredeyse tamamını çoktanseçmeli sınav soruları oluşturmaktadır. Bu sistem öğrencileri yazmadanuzaklaştırmakta, sadece okuduğunu yorumlama becerisinigeliştirmektedir. Bu sistemde yetişen öğrencilerin, yazmaktansıkıldığı, yazarken zorlandığı ve konu örüntüsü oluşturmakta başarısızolduğu gözlenmektedir.
Bu çalışmada; öğrencilerin klasik yazma çalışmaları dışına çıkarak,yaratıcı drama sürecinde girdikleri kurgusal dünyadan dayararlanılarak, yaratıcı yazma çalışmaları yapılmıştır. Çalışmalardaöğrencilerden gelen ürünlerin, hedeflenen kazanımlara ulaştığıgözlenmiş ve öğrencilerin severek yazı yazdıkları belirlenmiştir.
Bu çalışma, yaratıcı yazma çalışmaları için sadece bir örnek teşkiletmektedir. Yaratıcı drama sürecinde yaratıcı yazmaya çok daha farklışekillerde yer verilebilir.


SONUÇ VE ÖNERİLER


Çocuk, kendine özgü özellikleriyle yoğun bir düş gücüne sahiptir. Buzengin düş gücü sayesinde bütün dünyayı kendi ayakları altına alır,dünyayı kendi etrafında görür; hiçbir nesnelliğe ve nedenselliğe bağlıkalmadan bu düş dünyasında olabildiğince özgür ve kendince yaşar.Çocuğun kendini en rahat ifade ettiği ya da gerçekleştirdiği alanlardanbiri de oyundur. Oynarken izlediğimiz çoğu çocuk, kendi düşündekurguladığı öznel dünyayı, nesnel dünyanın araçlarıyla özdeşleştirir(Dilidüzgün,2002).
Eğitim sürecinde çocukları oyundan ayırma ya da uygulanan eğitim yöntemve tekniklerinde oyunu yadsıma, okulların çocuklar için sıkıcı birkimliğe bürünmesine neden olmaktadır.
Çoğu çocuk kendilerini kelimelerle ifade etmeye ihtiyaç duyan birmirasla okula, yazmaya doğal bir ilgi duyarak başlar. Çocuklarınhikayelere ve çocuk şiirlerine olan sevgileri ile öğrenciler içinyaratıcı yazmayı başlatan ve kapsayan temeller arasında bir bağkurulmalıdır
Oysa eğitim sistemimizde böyle bir bağ yerine öğrencileri, basmakalıpyazma düzenine sokmaya çalışan bir yapı söz konusudur. Öğrencilerleyapılan yazma çalışmaları öncesi, öğrencilerin düşünceleri alınmamaktaya da ne yazmak istedikleri sorulmamaktadır. Daha da önemlisiöğrencileri yazmaya motive edecek ya da onları yazmaya itecek nedenyoktur. Oysa bu çalışmada yapılan drama etkinliklerinde, öğrencilerinoyun oynaması sağlanmış, bu sayede öğrenciler isteyerek ve zevk alaraksürece katılmıştır . Ardından yapılan canlandırma aşamalarındaöğrenciler, kurgusal yaşama geçiş sağlamış ve kurgusal yaşamdançıktıklarında yazma için gerekli donanıma ve yazma isteğine hazır halegelmişlerdir .
Yazma sürecini öğretmedeki en zor bölümlerden biri de öğrenciler içinhakkında yazabilecekleri bir konu bulmak ya da onların konuyukeşfetmelerini sağlamaktır. Yazmak için ilgilerini çeken hiçbir şeyinolmadığını söyleyen, hiçbir şeyin değişmediğini ve sıkıldıklarınısöyleyen öğrencilerin sayısı çoktur. Öğrencilerin düşündüklerinikelimelere dökmeleri zordur. Bunun için öğretmenler, hayal gücünüortaya çıkarabilecek ve öğrencilerin yaratıcılıklarını hareketegeçirecek yollar önerebilirler.
Eğer öğrencilere, onların hayal güçlerinin olduğunu keşfetmelerinisağlayıp, hayalleri hakkında konuştuklarını gösterebilirsek büyükolasılıkla onların yazmalarını da sağlayabiliriz. Bunu da sağlamanın engüzel yolu yaratıcı dramanın işe koşulmasıdır. Bu çalışmada yapılanyaratıcı drama uygulamaları ile tek bir kelimeden (bavul) yolaçıkılmış, öğrencilerin bavulla ilgili yaşantıları harekete geçirilmiş,hayal kurmaları sağlanmıştır. Öğrenciler bu çalışmada bavulla ilgiliçağrışım sözcükler yazıp, bu sözcükleri de kullanarak şiir ve öyküyazmışlardır. Öğrenciler kendi kurgusal dünyalarında yer alan maceracıruhlarını, bavulla özdeşleştirip yazılı anlatımlarında, fantastiköyküler ortaya çıkarmışlardır. Bu çalışmada tek bir sözcük yedi haftaboyunca yazılı ürünlerde temel çıkış noktası olmuştur. Bu durum kimizaman öğrencilerin sıkılmasına yol açsa bile, drama çalışmalarınınardından yazma çalışması yapılırken, öğrencilerin severek yazılıanlatım yaptıkları gözlemlenmiştir. Bu çalışma Türkçe dersinin yapısınave konusuna uygun olarak farklılaştırılıp genişletilebilir.
Öğrenciler yaratıcı drama sürecinde canlandırma yaparken betimlemelereyer vermiş ve betimlemeleri yazılı ürünlere de yansımıştır.Öğrencilerden gelen yazılı ürünlerde yaş seviyesinin üstündebetimlemeler yapıldığı gözlemlenmiştir. Öğrenciler öykülerinde, gerekliolan öykü öğelerine (yer, zaman, vb.) ve çatışma anlarına yervermişlerdir.
Bu çalışmada merak duygusunu hep ön planda tutan yazın türü masallar dakullanılmıştır. Öğrenciler masallarla ilgili canlandırmalar yapmış veyazılı ürünlerinde bavulu da kullanarak merak duygusundan ayrılmadan,masallarını yeni kurgularla ortaya çıkarmışlardır.
Bu çalışmada ortaya çıkan yazınsal ürünler, yazarları tarafından arkadaşlarına
okunarak paylaşılmıştır. Öğrencilerin birbirlerinin çalışmalarınıokumaları ve yorum yapmaları hem yazıyı yazan öğrenciye, hem de yazıyıdinleyen öğrencilere yardım edebilir. Yazarlar, çalışmaları içindinleyici sağlayabilirler. Çoğu çocuk için akranlarının yorumları,öğretmenlerinin yorumlarından daha çok dikkate alınabilir.
Yaratıcı yazma çalışmaları öğrencilerin, öğretmenlerinin diğeryönlerini de kullanmaya özendirecek, kritik düşünme yeteneklerininilerlemesini sağlayacaktır.
Çoğu öğretmen yaratıcı yazmayı “not vermeyi imkansız” olarak görür vedeğerlendirmenin tüm hallerinin öznel ve sıklıkla adaletsiz olduğunudüşünür. Bu inanışla ilgili olarak, eğer öğrencilerin çalışması adilolarak değerlendirilmezse gelişme ve ilerlemesini açıkça izlemenin biryolu olmayacağını düşünürler. Glazer (1994), bu endişeleri kabul eder,ama değerlendirmenin pratik, kullanışlı ve adil olabileceğini savunur.Bu değerlendirme, öğretmenlerin değerlendirecek tutarlı kriterleriaçıkça bildirmelerini sağlar. İşin kalitesi için öğretmenin geneletkisine güvenmektense veya diğer öğrencilerin çalışmalarıylakarşılaştırmaktansa betimleme, düzen ve noktalama gibi yazma yetileriüzerine odaklanan kriterler olmalıdır. Bu kriterler, özel öğrencigüçlerine veya zayıflıklarına göre değiştirilebilir ve çocuklarınyeteneklerini geliştirmek için biraz daha değiştirilebilir. Buçalışmada öğrencilerin yaratıcılığı önemsenmiş ve ortaya çıkan yazınsalürünlerde yaratıcı düşünceler olduğu gözlemlenmiştir. Bu çalışmada herne kadar not verilerek değerlendirme yapılmasa da öğretmenler yaratıcıyazma çalışmalarını da farklı kriterlerle değerlendirebilirler. Yinebenzer bir uygulamada bu çalışma grubundan bir öğrencinin (Naz Akyol),yaratıcı drama süreci sonunda ortaya çıkan yaratıcı yazma çalışması,Garanti Bankası ve Türk Sinema Yazarları Birliğinin tüm Türkiye’dedüzenlemiş olduğu, “Hayalimdeki Film Senaryosu” yarışmasında dereceyegirmiş ve öyküsü bu yarışmada dereceye giren diğer ürünlerle beraberyarışma sonunda basılan kitapta yer almıştır.
Ülkemizde bu yıl (2005) ilköğretim programı konusunda köklü yenilikleryapılmıştır. Programın yapılandırıcı yaklaşımla düzenlenmesisevindiricidir. Buna rağmen yeni programın da Türkçe kazanımlarıkonusunda birçok eksikliği olduğu gözlemlenmektedir. Yeni programda,yaratıcı yazma çalışmaları ve hayal dünyasına yönelik yazma çalışmalarıartırılmalıdır. Yazılı anlatımın nasıl değerlendirileceği yeterinceaçıklanmamıştır. Yazma öğretiminde yaratıcılık ön planda tutulmamış veyazma kazanımlarında yapılandırıcı yaklaşım önemsenmemiştir. Yazmadaele alınan hazırlık bölümü olumlu olmasına rağmen, yazma çalışmalarındaöğrencileri motive edecek kazanımlar bulunmamaktadır.
MEB’in, tüm Türkiye’de uygulayacağı programda tüm kazanımlarla beraberyazma kazanımları da eğitim-öğretim dönemi sonrası ele alınmalı,öğretmenlerden alınan dönütler değerlendirilmeli ve bu değerlendirmelerışığında kazanımlar yeniden, yapılandırıcı yaklaşıma göredüzenlenmelidir. Bu çalışmada ortaya çıkan geri bildirimlerden biri de,öğrencilerin ancak sevecekleri konu da yazmayı istekli olduklarıdır.MEB’in yazılı anlatım kazanımları; öğrencilerin kendi yaşamlarındanyola çıkarak yazı yazabilecekleri şekilde düzenlenmeli, böyleceöğrencilerin severek yazı yazmaları sağlanmalıdır.
Öğretmenlere yaratıcı drama alanı ve yaratıcı yazma çalışmalarıtanıtılmalıdır. MEB, üniversitelerin ilgili birimleriyle bir arayagelip bir komisyon oluşturabilir. Bu komisyon hizmet içi seminerlerindeöğretmenlere, yaratıcı darama ve yaratıcı yazma çalışmalarını tanıtıcısunumlar yapabilir.
Türkçe öğretmenleri ve sınıf öğretmenleri yazılı anlatım çalışmalarıöncesi yaratıcı dramayı kullanarak, öğrencilerin yazılı anlatımyapacakları konuyu sınıf içinde canlandırmalarını, böylece öğrencilerinyazılı anlatım çalışmaları öncesi yazmaya istek duymalarınısağlayabilirler.
Yazılı anlatım çalışmaları sonunda, öğrencilerden gelen ürünler sadeceöğretmen tarafından okunmamalı, bu ürünlerin değerli olduğu bilinmelive yazarları tarafından okunarak, sınıfta diğer öğrencilerlepaylaşılmalıdır.
Öğrencilerin yazılı anlatımlarındaki farklılık, onların bireyselfarklılığı ile ilişkilendirilmeli ve tüm yazılı ürünler kendi içlerindedeğerlendirilmelidir. Bu değerlendirme için, öz değerlendirme formları(rubric) hazırlanabilir. Öğrenciler bu şekilde kendi kendilerinideğerlendirmeyi öğrenebilirler. Öğrencilerden gelen düşüncelerin,onların hayal güçlerinin ürünü olduğu unutulmamalı ve hayal güçlerinikısıtlayıcı kurallar koymak yerine, öğrencilerin hayal güçlerinidestekleyecek çalışmalara yer verilmelidir.
Yazılı anlatımın bir gelişim süreci olduğu unutulmamalı veöğrencilerden gelen ilk ürünlerin yazınsal değeri olmasıbeklenmemelidir. Yaratıcı yazma çalışmaları öncesi öğrencilerle kısaanlatım (sözlü ya da yazılı) çalışmaları yapılmalı, somut nesnelerinbetimlenmesi gibi basit uygulamalarla öğrenciler yazılı anlatımsürecine başlamalıdır.
Yazınsal değeri olan ürünler ortaya çıkarmak için, öğrencilerin yazındeğeri olan kitaplar, öyküler, şiirler okumaları sağlanmalıdır.Öğretmenler çocuk yazınını izlemeli, çocuk yazını konusundakiyenilikleri takip etmelidirler. Yaratıcı yazma çalışmalarındaöğretmenler, yazın değeri olan ürünleri kullanabilirler. Yine sanatsaldeğeri olan, seviyeye uygun fotoğraflar, resimler, filmler ve müzikleryazılı anlatım çalışmaları için kullanılabilir.
Cevapla

Konu Araçları
Konuyu Paylaş :  
Konunun Linki :  
BBKodu :  
Konu Araçları :

Konu ile Alakalı Benzer Konular
Konular Yazar Yorumlar Okunma Son Yorum
  Yaratıcı Drama ve Duygusal Zeka arachnanthe 1 4.407 12-04-2019, Saat: 10:24
Son Yorum: yakir
  Temel Drama Teknikleri arachnanthe 0 15.570 26-11-2007, Saat: 14:14
Son Yorum: arachnanthe
  DRAMA TÜRLERİ arachnanthe 0 21.373 26-11-2007, Saat: 14:10
Son Yorum: arachnanthe

Hızlı Menü:


Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi