31-01-2008, Saat: 21:44
(Son Düzenleme: 02-09-2008, Saat: 23:51, Düzenleyen: arachnanthe.)
Acıyan bana acısın
Senin acınacak ne halin var ki
Karanfil kokularıyla yoğurmuşlar seni
Ben dolanbaçlı yolların adamı.
Bulutlar geçiyor üstümüzden
Koyu gri hatta karanlık
Ağlıyor mavi denize
Bir martının gagasında çırpınan balık
Zülfü siyah ebruli bir aşkın
Ben oluyorum garip mağduru
Uzak iklimlerin mor akşamlarında
Rüzgar uğultularıyla irkiliyorum
Ve elimde kırk günlük bayat bir ekmek
Dağları deler gibi kemiriyorum
Dolu bir mavzer gibi gergin asabi
Dudaklarımdaki ıslık
Keskin bir orak misali
Ürkütüyor beni
Acıyan bana acısın
Senin acınacak ne halin var ki.
*
Ellerim cebimde arşınlıyorum ıslak caddeleri
Bir depremden arta kalmış yüreğim
Çaresiz
Gözlerim yollarda çizgiler çiziyor
Anlamsız
Her tarafımdan hüzünler fışkırıyor
İçimde hıçkırıklar gözlerim beni ağlıyor
Görenler perdeleri kapatıyor
Apansız
Ve kızıl akşamlarda cinayetler işliyorum
Kansız
Acıyan bana acısın
Senin acınacak ne halin var ki.
*
Iraklara atma ben korkulacak adam değilim
Ellerimde serin rüzgarlar var sana hediye
Unuttuğum gözlerine bakmaya geldim
Dün gece zehirli bir çiyan vardı saçlarında asılı
Rüyamda gördüm
Dudaklarını öpmeyeceğim
Dudakların artık öpülesi değil
Dudakların kan topazı
Dudakların kirli
Dudakların mundar
Hatta namahrem bana
İçimde bir ürperti bir ürperti
Sana dokunmak korkusu
Özlediğim sen değilsin aslında
Bir gözlerin
Birde nefesinin buğusu
Yıkık meyhane duvarı gibi yalnızım
Yapayalnız
Acıyan bana acısın
Senin acınacak ne halin var ki...