11-09-2011, Saat: 14:26
Şafağın saçlarına şebnem düşer şaşarsın
Bülbülün nağmesiyle hasret caysın, aldırma.
Gecelere sığmayan düşler ile yaşarsın
Tımarhane akıllı dersin aysın, aldırma.
Yaşatmak için şimdi kaç bin yıllık doğrunu
Yeniden tazele gel yürekteki ağrını
Küfrün kurşunlarına siper et şu bağrını
Ecelin meydanından yıldız kaysın aldırma.
Erdem ölmek üzere, çare bulur mu hekim?
Maskeli vicdanların üstesinden gelen kim?
Menfaat çarmıhına, “gerileceğim, tekim”
Düştüğün âlem duysun, desin toysun aldırma.
Gönüller bayrak alı, nefretler karaçalı
Bir yanın yeşil koru, bir yanın mavi yalı
Muhabbet cemindesin, çevreniz “ermiş” dolu
Dervişler şu ortama fitne yaysın aldırma.
Dağ başının dumanı, gözüne efkâr eker
Hayallerin uçuşur, seni öteye çeker
Ağlayan bir göz görsen, gönlüne hüzün çöker
Hüzün senin yar gibi bağrın oysun aldırma.
Kese boş, cepken delik, yaşayıp zar-zor, darca
Evlat de, yüzünü sürt, elde varını harca
Ne derse boyunu eğ ve de gir bunca borca
Bıraksın bu halinle, bayram saysın aldırma.
Zülfikar Yapar Kaleli