03-10-2007, Saat: 1:28
(Son Düzenleme: 08-12-2008, Saat: 22:16, Düzenleyen: arachnanthe.)
KUR'AN DAN BAHSEDİYOR DİYE
ATATÜRK'ÜN SÖZLERİNİ BİLE
SANSÜRLEMİŞLER!
Kültür Bakanlığı'nın Çanakkale Zaferi'nin 90. yıldönümü dolayısıyla yayınladığı, " Destan ve Abide" adlı prestij kitabı nda, Atatürk'ün Ruşen Eşref'e verdiği mülakattan bir paragraf da yer alıyor.
Atatürk, mülakatın o bölümünde, Çanakkale Savaşı'nı kazandıran ruhtan bahsetmekte..
Atatürk'ün Ruşen Eşref'e verdiği mülakatın orijinal metni şöyle: "Biz ferdi kahramanlık sahneleriyle meşgul olmuyoruz. Yalnız size Bombasırtı vak'asını anlatmadan geçemeyeceğim. Mütekabil siperler arasında mesafemiz sekiz metre, yani ölüm muhakkak. Birinci siperdekiler, hiçbiri kurtulamamacasına kâmilen düşüyor, ikincidekiler onların yerine gidiyor. Fakat ne kadar şayanı gıpta bir itidal ve tevekkülle biliyor musunuz! Ölenleri görüyor, üç dakika kadar sonra öleceğini biliyor, hiç ufak bir fütur bile göstermiyor; sarsılmak yok! Okumak bilenler , ellerinde Kur'anı Kerim Cennet'egirmeyehazırlanıyorlar , Bilmeyenler Kelimei Şehadet çekerek yürüyorlar. Bu Türk askerlerindeki ruh kuvvetini gösteren şayanı hayret ve tebrik bir misaldir.
Emin olmalısınız ki Çanakkale Muharebesi'ni kazandıran bu yüksek ruhtur!."
(Ruşen Eşref Ünaydın'ın" Anafartalar Kumandanı Mustafa Kemal ile mülakat" adlı kitabından)
Kültür Bakanlığı'nın prestij kitabında bu paragrafa da yer veriliyor.
Lakin... Paragrafın tam ortasında yer alan o iki cümle, nedense çıkartılmış, atılmış!..
" Okumak bilenler , ellerinde Kur'an-ı Kerim Cennet'e girmeye hazırlanıyorlar , Bilmeyenler Kelime-i Şehadet çekerek yürüyorlar" bölümü makaslanmış!..
Evet, eğer bu iki cümle paragrafın sonunda yer almış olsaydı, belki
"unutulmuş" derdik.
Oysa, cümleler ortalarda. Yani...
Nedense, özel olarak çıkartılmış bu bölümler ...
Makaslanmış!.. Cumhuriyetin Kurucusu, Ulu Önder, Büyük Kurtarıcı Mustafa Kemal Atatürk'e bile...
Ne ayıp!..
Atatürk'ün sansürlenen görüşleri
Ulu önder M. Kemal Atatürk'ün bugüne kadar iki görüşünün çarpıtıldığını öne sürdü.
30 Ekim 2006 22:58 İşte Can Dündar'ın Milliyet gazetesindeki köşe yazısı
Atatürk'ün sansürlenen görüşleri
Atatürk'e ilişkin olarak 2 önemli çarpıtma yapılıyor.
Biri Batılılaşma konusunda...
Diğeri din konusunda...
İlki, Atatürk'ün hedef olarak Avrupa'yı göstermediği iddiasına dayanıyor.
İkincisi, -dünkü Vakit gazetesinde bir örneğini gördüğümüz gibi- ısrarla Atatürk'ü dua ederken, sarıklı mebuslarla ya da peçe içindeki Latife Hanım'la gösterip cumhuriyetin temelinde bir din motifi arıyor.
Bu 2 konuda 2 belge hatırlatacağım.
* * *
İlk belge, 29 Ekim günü Mustafa Kemal Paşa'nın Fransız yazarı Maurice Pernot'ya verdiği demeç... Paşa, o gün Revue Des Deux Mondes için Meclis Başkanı sıfatıyla verdiği son demecinde şöyle diyor:
"Osmanlı İmparatorluğu, Batı'ya karşı elde ettiğimiz başarılardan çok gururlanarak kendisini Avrupa uluslarına bağlayan bağları kestiği gün düşüşe başlamıştır. Bu bir hataydı. Bunu tekrar etmeyeceğiz. Bizim vücutlarımız Doğu'da ise de düşüncelerimiz Batı'ya dönüktür. Memleketimizi çağdaşlaştırmak istiyoruz. Bütün çalışmalarımız Türkiye'de çağdaş, bu sebeple Batılı bir hükümet oluşturmaktır. Uygarlığa girmek arzu edip de Batı'ya yönelmemiş millet hangisidir?"
* * *
Din meselesine gelince...
İlk Meclis'in dualarla açıldığı ve cumhuriyete oy veren milletvekilleri arasında 100 kadar din adamı olduğu doğru... Ancak böyledir diye cumhuriyetin kökeninde ve Atatürk'ün düşünce evreninde din motifleri aramak nafile uğraş.
Afet İnan cumhuriyetin ilanından 6 yıl sonra Yurt Bilgisi dersleri vermeye başlamıştı. Okutacağı kitabı Kemal Paşa'ya gösterdi. Gazi beğenmedi. Yeni bir Medeni Bilgiler kitabı yazdırdı.
Kitap, 1931'de Afet İnan imzasıyla çıktı; ortaokul ve liselerde okutuldu. İşte Kemal Paşa'nın el yazısıyla kaleme aldığı o notların "Millet" bölümünden satırlar:
* * *
"Türkler Arapların dinini kabul etmeden evvel de büyük bir millet idi. Arapların dinini kabul ettikten sonra bu din Arapların (..) Türklerle birleşip bir millet teşkil etmelerine hiçbir tesir etmedi. Bilakis Türk milletinin milli rabıtalarını gevşetti; milli hislerini, milli heyecanını uyuşturdu. (..)
"Türk milleti birçok asırlar, (..) bir kelimesinin manasını bilmediği halde Kur'an'ı ezberlemekten beyni sulanmış hafızlara döndü. (..)
"Türk milletini Allah için, Peygamber için topraklarını, menfaatlerini, benliğini unutturacak, Allah'la mütevekkil kılacak derin bir gaflet ve yorgunluk beşiğinde uyuttular. (..)
"... din hissi, dünyanın acısı duyulan tokadıyla derhal Türk milletinin vicdanındaki çadırını yıktı, davetlileri, Türk düşmanları olan Arap çöllerine gitti. (..) Artık Türk, cenneti değil, (..) son Türk ellerinin müdafaa ve muhafazasını düşünüyordu. İşte dinin, din hissinin Türk milletinde bıraktığı hatıra..."
* * *
Yeterince açık değil mi?
Nasıl oluyor da din konusundaki görüşleri bu kadar net olan bir lider hâlâ yanlış yorumlanıyor?
Yukarıdaki satırların çoğu, Türk Tarih Kurumu tarafından 1969 ve 1988'de basılan "Medeni Bilgiler ve Mustafa Kemal Atatürk'ün El Yazıları" kitabında yer almıyor da ondan...
İnanması zor; ama kendi kurduğu kurum, Atatürk'ün notlarını sansür ederek yayımladı.
"Medeni Bilgiler"i geçenlerde yeniden basan Örgün Yayınevi, Türk Tarih Kurumu'ndan bir özürle yeni baskı beklediklerini yazmış.
Atatürk'ün okullarda okutulsun diye kaleme aldığı kitabının bile sansür edildiği bir ülkede yaşıyoruz.
Düşünce özgürlüğü mü dediniz?
Milliyet
Can DÜNDAR
(alıntıdır)
SuSKunluĞum aSaLeTimdendir,Her Laf'a vereCek Cevabım var ama;Bir Laf'a Bakarım LaF mı Diye.. Birde SöyLeyen Bakarım aDam mı Diye...........