14-08-2007, Saat: 20:12
(Son Düzenleme: 25-09-2008, Saat: 21:48, Düzenleyen: arachnanthe.)
Kusuyorum; midem bulanıyor, yüzümü yıkadığım çatlak ayna mutsuz. Sevgilim, ahh sevgilim ben karanlığı soyabilirdim, fırtınasız sakin bir denizde öpebilirdim seni. Seviştiğim kadınlarla karşılaşıyorum sokakta; o an ellerini, küçük kırmızı ojeli ellerini arıyorum, yoksun. Daha önce yaşadığımız ayrılık sahnesinden değil bu, biraz daha gerçek, biraz daha soğuk, biraz daha cesur. İkinci el şarkılar dinliyorum, ayrılık şarkıları, kitap okuyorum, yazıyorum. Aynı yatağı paylaştık defalarca, şarap içip ağladık. Şimdi “Ben gitmeliyim,” diyorsun ve eskisi gibi bakmıyorsun gözlerime, kayıp bir şeyleri arar gibi gözlerin ve hâlâ yatağımda kokun. Odamın duvarına asılı gülüşün. Ayakların hep benden sakladığın ayakların. Sen benim tanrımdın, tanrılar ölmez, tanrılar terk etmez.
Kendimi ihbar ediyorum, senden gidemiyorum…
gördüm anne gördüm
şeytanla dans eden melekleri
gördüm anne gördüm
şeytan kadar dürüst olmayan yüzleri
şeytanla dans eden melekleri
gördüm anne gördüm
şeytan kadar dürüst olmayan yüzleri