Hepimiz Biriz

Tam Versiyon: DTP 'den Meclis'i şoke eden kitapçık
Şu anda arşiv modunu görüntülemektesiniz. Tam versiyonu görüntülemek için buraya tıklayınız.
DTP 'den Meclis'i şoke eden kitapçık
DTP , Meclis'te eyalet sistemi öneren Kürtçe bir kitapçık dağıttı!
ANKA


DTP, Abdullah Öcalan’ın ortaya attığı ve “demokratik özerklik projesi” olarak adlandırdıkları, Türkiye’nin federasyonlara bölünmesini öngören 2007 kongre kararlarını Türkçe, Kürtçe ve İngilizce bastırıp milletvekillerine dağıtarak Meclis’i karıştırdı.

Cumhuriyet Gazetesi'nden Ayşe Sayın'ın haberine göre, DTP’liler uzun süre tartışılacak yeni bir girişime imza attı. DTP, Diyarbakır’da 24 Ekim 2007 tarihinde yapılan “Demokratik Toplum Kongresi”nde hazırlanan ve Kasım 2007’de yapılan 2. Olağan Kongre’de ise “Siyasi Tutum Belgesi” olarak parti tüzüğüne giren Demokratik Özerklik Projesi’nin kamuoyuna sunulup tartışılması için kitapçık hazırladı. Parti hakkındaki kapatma davasının en temel dayanakları arasında yer alan kitapçık Kürtçe, Türkçe ve İngilizce basılıp, önce Meclis’teki milletvekillerine, bakanlara ve büyükelçiliklere gönderildi. 64 sayfadan oluşan kitapçık, 23 Ekim’de tamamlanarak postayla milletvekillerinin sekreteryalarına ulaştırıldı.

Federasyon önerisi

DTP ve PKK’nin sembol renkleri “sarı-kırmızı-yeşil” renkli bezemeleriyle dikkat çeken ve Türkiye’nin temelde federasyonlara bölünmesini öngören kitapçığa CHP ve MHP milletvekilleri tepki gösterdi. CHP Genel Saymanı Mustafa Özyürek, “Türkiye’nin federasyona bölünmesi öngörülüyor. Herhalde Meclis çatısı altında ilk kez Kürtçe bir yayın dağıtılıyor” dedi.

Abdullah Öcalan’ın avukatları aracılığıyla “tartışmaya açılması” talimatını verdiği “demokratik özerklik” projesi Türkiye’nin 20-25 özerk bölgeye ayrılmasını öneriyor. Kamuoyuna açıklandığında büyük tepki toplayan proje, “Türkiye’nin üniter yapısına saygı gösterilmesi koşuluyla yerel ve bölgesel özerk yapıların önünün açılması, resmi dil ve bayrağın bütün Türkiye için geçerli olmakla birlikte her bölgenin kendine ait sembolleri ve renklerine izin verilmesi”ni içeriyor.

Valileri halk seçsin’
Parti tüzüğü haline getirilen projeyle, her bölgenin kendi ismi ile adlandırılacağı yeni bir yönetim biçimi oluşturulması, yerel yönetimlere daha fazla yetki verilmesi, valilerin halk tarafından seçilmesi talep ediliyor. Kürt dili ve kimliğinin anayasal güvenceye alınması istenen projede, “Trabzon, Diyarbakır, Van, Erzurum gibi illerin bölgesel metropoller ilan edilmesi, Kuzey Irak yönetimi ile dostane ilişkiler geliştirilmesi, yerel kaynakların yerel yönetimlere aktarılması” önerileri sıralanıyor.

CHP'DEN TEPKİ

CHP Genel Saymanı ve İstanbul Milletvekili Mustafa Özyürek, DTP’nin Meclis’te milletvekillerine dağıttığı ve “sarı, kırmızı, yeşil” tonların dikkat çektiği kitapçığa tepki gösterdi.

Meclis’te ilk kez Kürtçe bir kitapçık dağıtıldığını belirten Özyürek, “İlk Kürtçe programın dağıtılmış olması önemli bir unsur. Ama içeriği daha da önemli. Burada demokratik özerklik adı altında eyalet sistemi öneriliyor” dedi.

CHP’li Özyürek, DTP Genel Başkanı Ahmet Türk imzasıyla milletvekillerine dağıtılan ve “sarı, kırmızı, yeşil” renklerin önplana çıkarıldığı gözlenen kitapçığa tepki gösterdi. Özyürek, DTP’nin, bölücü terör örgütünün de simgeleri arasında yer alan bu renkleri her vesileyle toplumun önüne çıkartmaya çalıştığını ifade etti. Özyürek, kitapcığın içeriğini eleştirirken, “İlk Kürtçe programın dağıtılmış olması önemli bir unsur. Ama içeriği daha da önemli. Burada demokratik özerklik adı altında eyalet sistemi öneriliyor” dedi.

-AMAÇ AYRI BİR DEVLET KURMAK-

Terör örgütü PKK’nın Türkiye’de öncelikle özerklik, arkasından da ayrı bir devlet kurma amacında olduğunu sürekli dile getirdiklerini anlatan Özyürek, ANKA’ya yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Terörün sürekli tırmandırılmasının arkasında da ayrı bir devlet kurmak var. Bu projenin bir aşaması. Burada DTP’nin kurultayında alınan karar doğrultusunda tekrar gündeme getirilmeye çalışılıyor. Türkçesiyle, İngilizcesiyle, Kürtçesiyle parlamenterlere dağıtılmış, basına dağıtılmıştır.

PKK’nın bir tırmanışta olduğunu hep beraber görüyoruz. Sayın Başbakan’ın Diyarbakır ziyaretinde bütün kepenkler kapatılmıştı. Çöpler toplanmamıştı. Daha önce PKK kepenk kapattırmak için bazı girişimleri olmuştu. Ama başarılı olamadı. Çok az sayıda esnaf kepenk kapattı öbür taraf açık tuttu. Ama öyle anlaşılıyor ki direnecek kimse kalmadı. Herkes korkutuldu, teslim alındı. Bütün kepenkler kapatıldı. Sayın Başbakan Tunceli’ye gittiğinde de orada işte buralara gelen tek parti lideri benim diye övünüyor ama tepesinden uçaklar, helikopterler uçurarak zırhlı araçlarla korunarak sokaklar olağanüstü rejimde olduğu gibi boşaltılarak bir Başbakan oraya gidiyorsa bu marifet değil. Artık çok net bir şekilde hem Abdullah Öcalan’a özgürlük, hem de özerk bir federal yapı gündeme gelecektir. Bu herkesin dikkat etmesi gereken ülkeyi adım adım bölmeye çalışan bir projedir. Buna çok dikkat etmek gerekiyor. Tabi bu yazarak çizerek bir şey olmaz deriz ama fiili güç gösterisinden de anlıyoruz ki bu yazılıp çizilenleri hayata geçirmek için gerektiğinde güç kullanmak kararı alınmıştır. Bu son derece önemlidir.”

-"ENTEGRASYONDAN YANAYIZ"-

Meclis’te böyle bir kitapçığın ilk kez dağıtıldığını belirten Özyürek, Kürtçe yayın yapmanın yasak olmadığına dikkat çekerek şunları söyledi:
“Kürtçe yayın yapmak yasak değil artık. AB’ye uyum süreci kapsamında serbest bırakılmadı. Bunda bir sakınca yok. Burada yazılanlar esas itibariyle ulusa karşı. Misak-ı Milli sınırları içinde bir Türkiye Cumhuriyeti devletinin olmasına karşı çıkıyor ve bunun nasıl parçalarız anlayışı burada çok usturuplu ifadeler kullanılıyor.

'Demokratik özerklik' deniliyor. 'Türkiyelilik üst kimliği' deniliyor mevcut devlet yapımızın ırkçılığa dayanan bir ulus devlet olduğu bunun halka özgürlük getirmediği söyleniyor. Ve asimilasyondan bahsediliyor. Biz CHP olarak önümüzdeki günlerde tartışmaya açacağımız programımızda asimilasyona karşı olduğumuzu ifade ediyoruz. Biz entegrasyondan yanayız. Yani insanlarımızın ırkı, dini, mezhebi ne olursa olsun barış içinde özgürce bir arada yaşamalıdır. Misak-ı milli sınırları içinde tek devlet, tek bayrak olmalıdır.”